Bana zarar vermek isteyenlerin ölümü göze alması gerekiyordu. Çünkü Yüce
Kaplan, benim sayemde, bütün savaşları kazanacağını söylemişti. Bense,
tam da bundan korkuyordum!” (Filmden)
Burma’da yaşanan gerçek bir hikâyeden ilham alan Savaş Cadısı’nın
algılayabileceğimiz veya hayal edebileceğimiz hiç bir gerçeklikle ilgisi
yok. On dört yaşındayken anne ve babasını öldürmeye zorlandıktan sonra
çocuk asker olarak yetiştirilmek üzere kaçırılan Komona’nın hayatla ve
yaşamla olan ilişkisi, Kim Nguyen’in ellerinde masalsı ve epik bir
öyküye dönüşüyor. Bir tesadüf sonucu isyancıların uğurlu bir ‘Savaş
Cadısı’ ilan ettiği Komona, hayaletler ve isyancılarla geçirdiği
günlerden sonra ‘Sihirbaz’ isimli bir albino çocukla, esir tutulduğu
kamptan kaçıyor. Öykünün tonu bu noktadan sonra değişmeye başlıyor ve
film naif ve masalsı bir atmosfere bürünüyor. Bulunması neredeyse
imkânsız olan ‘beyaz horoz’un peşinden gizemli bir albino kasabasına
kadar giden genç çift için aşk imkânsız bir yolculuğa dönüşüyor.
Yorum Gönder